ABD’de yapılan bir araştırma, insanların uyumasına yardımcı olmak için reçetesiz satılan bir takviye olan melatoninin yaşa bağlı görme kaybı riskini azaltabileceğini gösterdi
Uymaya yardımcı olan melatonin içerikli takviyeler, “sarı nokta hastalığı” olarak da bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD) riskinin azalmasıyla bağlantılı olabilir.
Retinanın merkezine yakın küçük bir alan olan makulayı etkileyen bir göz rahatsızlığı olan YBMD, merkezi görüşü bulanıklaştırabilir.
Kesin bir tedavisi bulunmayan YBMD, çeşitli tedaviler ile kontrol altına alınabilir ve ilerlemesi yavaşlatılabilir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) bulunan Case Western Reserve Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Cole Göz Enstitüsü’nden bir araştırma ekibi, bazıları hastalığın erken evresinde olan ve bazıları yaşa bağlı görme sorunları olmayan 200 binden fazla kişinin sağlık verilerini inceledi.
Aylık hakemli tıp dergisi JAMA Opthalmology’de yayınlanan bir çalışmada, melatonin takviyesi kullananlar ile kullanmayanlar karşılaştırıldı.
Araştırmacılar melatoninin, görme yetisinde herhangi bir azalma olmayan bireylerde yaşa bağlı görme bozukluğu riskinde azalma ile ilişkili olduğunu saptadı. Ayrıca, görme kaybını erken evrede yaşayanlarda daha fazla kayıp riskinin azalmasıyla da ilişkilendirildi.
2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre, YMBD Avrupa’da görme bozukluğunun başlıca nedeni ve Avrupa Birliği’nde (AB) yaklaşık 67 milyon kişiyi etkiliyor.
Yaşlanan nüfusla bağlantılı olarak, 50 yaş üstündekileri etkileyen YBMD’nin 2050 yılına kadar yüzde 15 artması bekleniyor.
YBMD, makulanın düzgün işleyişini düzenleyen fizyolojik mekanizmaların ya anormal kan damarı büyümesi ya da bazı retina hücrelerinin kaybı nedeniyle bozulmasıyla ortaya çıkar.
Araştırmacılara göre, anti-enflamatuar ve mitokondriyal koruyucu özelliklere sahip ve mitokondri hücrelerin önemli bir parçası olan melatonin antioksidan, YBMD’nin önüne geçebilir.
Daha önceki laboratuvar çalışmalarının sonuçları da umut verici. Çin’de yapılan bir başka çalışma, melatonin ile tedavi edilen hastaların daha az görme kaybı yaşadığını gösterdi.
Araştırmacılar, sigara içmek ya da sağlık hizmetlerine erişim gibi diğer faktörlerin de söz konusu göz rahatsızlığında rol oynayabileceğini belirterek, sonuçları doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
